Bu haftaki programımızda, 1975 yılının popüler şarkılarını dinlemeye devam ettik. Haftanın öne çıkan şarkıları arasında Nicole Rieu’ye Eurovision'da dördüncülüğü getiren Et bonjour à toi l’artiste, Joe Dassin klasiklerinden L’été indien ve Il était une fois grubunun ticari anlamda en başarılı şarkılarından J’ai encore rêvé d’elle yer alıyordu.
Programın açlışını, 1975’in Mart ayında Stockholm’de düzenlenen Eurovision Şarkı Yarışmasında Fransa’yı temsil eden ve geceden dördüncülükle ayrılan Et bonjour à toi l’artiste adlı parçayla yaptık. Sözleri Pierre Delanoë, müziği ise Jeff Barnel imzalı parçayı Nicole Rieu, Almanca, İngilizce, Japonca, İspanyolca ve İtalyanca olarak da kaydetmiş, şarkı Fransa listesinde yirmi sekizinci sıraya kadar yükselebilmişti. O yıl iki Fransızca şarkı daha yarışmıştı Eurovision’da. Lüksemburg’u temsil eden Géraldine, Toi adlı şarkısıyla beşinciliği kazanırken Monaco adına yarışan Sophie, Une chanson c’est une lettre ile on üçüncü sırada kalmıştı. 1975 Eurovision Şarkı Yarışmasının bizim için de ayrı bir önemi vardı. O yıl ilk defa katılmıştı Türkiye yarışmaya ne var ki Semiha Yankı’nın seslendirdiği Seninle Bir Dakika, Monaco’dan aldığı üç puanla geceyi son sırada tamamlamıştı.
Müzik kariyerine 1968’de yayınladığı Animal, on est mal adlı 45’likle başlayan Gérard Manset, 1970’te piyasaya çıkan senfonik rock altyapılı “La mort d’Orion”la eleştirmenlerin takdirini kazansa da adını geniş kitlelere duyurmayı başaramamıştı. Dördüncü albümünün hazırlıklarını 1974 yılında, Milano’da bulunan stüdyosunda yapan sanatçı, bu albüme daha önce Il chante la terre adıyla kaydedip bir kenara ayırdığı bir parçayı da dâhil etmeye karar verdi. Böylece bir koro eşliğinde farklı bir düzenlemeyle ve Il voyage en solitaire isimiyle yeniden kaydedilen şarkı, Manset’nin Haziran ayında piyasaya çıkan 33’lüğünde yer almasının yanı sıra 45’lik olarak da piyasaya çıktı ve üç yüz binin üzerinde bir satış rakamına ulaşarak o ana dek gözlerden uzak bir kariyer sürdüren sanatçıyı -kendisi bundan çok da memnun olmasa da- popüler bir isim haline getirdi.
Kariyerine Albatros aldı grupla başladıktan sonra yetmişlerin ortasında besteciliğe de el atan İtalyan müzisyen Toto Cutugno, ilk bestelerini Fransa’da dönemin en büyük yıldızlarından biri olan Joe Dassin’le paylaşmıştı. Dassin’in seslendirdiği ilk Toto Cutugno şarkısı ise, 1975 tarihli L’été indien’di. Albatros'un, sözleri pek de romantik olmayan ve insanları dünyanın yapaylığından kaçıp gerçek değerlere odaklanmaya çağıran Africa adlı parçasından uyarlanan şarkının Claude Lemesle ve Pierre Delanoë imzalı Fransızca sözleri ilk başta Joe Dassin’in hoşuna gitmemişti. Bunun üzerine iki söz yazarı bir hafta sonu Normandiya’da bir araya geldi. Mevsim, şarkıdaki gibi sonbahar değil ilkbahardı ve sahile vuran güneş Delanoë’nin aklına bir süre önce New York’a yaptığı seyahatte bir taksinin içindeyken gözüne çarpan muhteşem gökyüzü ve ışıkla, taksi şoförünün bu hava koşullarına, orada Indian Summer denildiğini söylemesini getirdi. Böylece Lemesle ve Delanoë, Türkçeye “pastırma yazı” olarak çevirebileceğimiz bu deyim üzerine bir aşk hikâyesi inşa etti ve ortaya L’été indien çıktı. 1975’in Haziran ayında yayınlanan şarkı sadece Fransa’da değil neredeyse tüm Avrupa’da büyük ses getirdi.
Bir önceki programda da bahsettiğimiz gibi, günümüzde müzik piyasasında son derece saygın bir konuma sahip birçok isim yetmişlerin ortasında henüz kariyerlerinin başlarındaydı ve müzikseverlere ilk albümleriyle merhaba demeye hazırlanıyorlardı. Bu genç sanatçılardan biri de William Sheller’di. Halihazırda usta bir besteci olan Sheller, 1960'ların sonlarında Nicoletta, Françoise Hardy, Joe Dassin ve Barbara gibi isimlerle besteci, aranjör ve orkestra şefi olarak çalışmaya başlamış ve Barbara’nın tavsiyesi üzerine şarkı söylemeye karar vermişti. Bu kapsamda ilk albümünün hazırlıklarına başlayan genç adamın söz konusu albüm için yazdığı şarkılardan biri de, başarıya ulaşmak için İngilizce sözcüklere ihtiyaç duyan bir rock şarkıcısını konu alan Rock’n’dollars'dı. Tüm ekibiyle birlikte stüdyoda kayıt yaparken, beş dakikada kaleme aldığı bu şarkının çalışma arkadaşları tarafından son derece eğlenceli bulunması üzerine parçayı kaydetti Sheller ve 1975’in Mayıs ayında 45’lik olarak piyasaya çıkan şarkı, hem uzunca bir süre boyunca kendine radyolarda yer buldu hem de Fransa listesinde yirmi üçüncü sıraya kadar yükselmeyi başardı.
Sylvie Vartan, yetmişlerin başında kurulan rock grubu Esperanto’nun 1975 tarihli Last Tango adlı parçasını, yine aynı yıl, Jean-Michel Rivat’nın yazdığı sözlerle La drôle de fin adıyla kaydetmişti. Fransa listesinde sekizinci sıraya kadar yükselen parçada, güzel başlayıp gülünç bir şekilde sonuçlanan aşk hikâyelerinden bahsediyordu sanatçı bize ve “Peki nereye gidiyor erkekler, çekip gittiklerinde, bilemeyecek miyiz asla bizi ne zaman terk edeceklerini, sonuçta bir yerlerdeler, ya bir tren peronunda, ya bir İngiliz kafesinde ya da bir İspanyol pansiyonunda” sözleriyle sebepsiz yere terk edilen tüm kadınların duygularına tercüman oluyordu adeta.
1971’de Richard Dewitte, Serge Koolenn ve Joëlle Mogensen öncülüğünde kurulan Il était une fois grubu, kendi adını taşıyan ilk albümünü ertesi yıl yayınlamış ve Rien qu’un ciel adlı 45’likle büyük yankı uyandırmıştı. Grup bu başarıyı, 1975’te piyasaya çıkan J’ai encore rêvé d’elle adlı parçayla daha da ileriye taşıyacaktı. Normalde fazlasıyla zaman alan düzenlemeler yapan Richard Dewitte’in yarım saat içinde bestelediği bu şarkının sözleri Serge Koolenn imzasını taşıyordu. Koolenn’in yazdığı sözler, dönemin sansür kuralları nedeniyle tartışma yaratmış, özellikle “Onu öylesine güçlü hayal ettim ki çarşaflar bunu hatırlıyor” dizesi, plak şirketi tarafından riskli bulunmuştu. Buna karşın Koolenn, sözlerin değiştirilmesine karşı çıkmış ve değişiklik olması halinde şarkının kaydedilmeyeceği tehdidinde bulunmuş, sekiz gün süren bir otel odası protestosunun ardından stüdyo geri adım atmak zorunda kalmıştı. Bir rüyada görülen ve ulaşılamayan bir sevgiliyi konu alan parça, nihayet 1975’in Haziran ayında piyasaya çıktı ve birkaç hafta içinde bir milyonun üzerinde bir satış rakamına ulaşarak ticari anlamda olağanüstü bir başarı elde etti.
Yetmişlerde pop müziğin “Küçük Prensi” olarak anılan Gérard Lenorman, 1975 tarihli ünlü şarkısı La ballade des gens heureux'nün ilk notalarını, bir konser sonrası Toulouse’dan Paris’e uçakla geri dönerken hayalinde oluşturmuş. Pembe şehir lakaplı kentte, canlı yayınlanan bir radyo programına da katılan ve hayranlarıyla duygusal anlar yaşayan sanatçı, bunun devamında onlara saatler boyunca adeta bir marşı andıran bir şarkı söylediğini hayal etmiş ve uçak koltuğunda otururken kafasında dönüp duran bu melodi ve sözler sayesinde parçanın ilk dizeleri ortaya çıkmış. Paris’e döndüğünde söz yazarı Pierre Delanoë’yi aramış Lenorman ve genellikle onu yazmaya teşvik eden bu tip acil durumları seven Delanoë de kısa sürede sözleri tamamlamış. İki başarısız stüdyo kaydı girişiminin ardından 1975 yazında, şarkının sözlerini tam olarak bilmeden Lenorman’a eşlik eden 3000 kişinin katılımıyla halka açık bir alanda kaydedilen parça, bunun sonrasında stüdyoda son haline getirilip 45’lik olarak piyasaya çıkmış. Şarkı, iki yüz elli binlik satış rakamıyla aslında ticari anlamda beklentileri tam olarak karşılamamıştı o dönemde ne var ki zamanla hem Gérard Lenorman repertuarının hem de Fransız şansonunun en sevilen parçalarından biri haline geldi ve günümüzde hala, farklı kutlama ya da eğlence organizasyonlarında genç-yaşlı herkesin hep bir ağızdan söylediği parçalardan biri olma özelliğini koruyor.
1975’te, askerliğini tamamladıktan sonra iyiden iyiye müziğe odaklanan Jean-Jacques Goldman’ın yolu, Vietnam asıllı Khanh ve Taï kardeşler tarafından kurulan progresif rock grubu Taï Phong’la kesişmişti. İki yeni üyenin daha katılımıyla Warner stüdyosuyla sözleşme imzalayan topluluk, dönemin en ünlü rock müzik gruplarından aldığı ilhamla bir albüm yayınlamaya karar verdi. İkisi Jean-Jacques Goldman imzasını taşıyan sekiz İngilizce şarkıdan oluşan bu albümden çıkan ilk single, Goldman’ın seslendirdiği Sister Jane idi. Eleştirmenlerin büyük beğenisi kazanan bu slow sayesinde grup, birçok radyo ve televizyon programında boy gösterme şansını yakalarken grup üyeleri, albümleri toplamda ancak otuz bin gibi bir satış rakamına ulaşsa da söz konusu 45’liğin iki yüz binin üzerine satmasıyla teselli bulmuştu.
Yetmişli yıllar Fransız popüler müziğinin en büyük yıldızlarından biri hiç şüphesiz Michel Sardou’ydu. Sanatçı hemen her yıl listelerin üst sıralarında yer alan birkaç şarkı yayınlıyor, bu şarkıların bazıları da büyük polemiklere neden oluyordu. 1975 Kasım’ında piyasaya çıkan Le France da polemik yaratan bu parçalardan biriydi. 1974’te, söz yazarı Pierre Delanoë’nin, vergi borçları nedeniyle çareyi Los Angeles’a yerleşmekte bulan Michel Polnareff’i ziyaret etmesiyle başladı şarkının öyküsü. Bu seyahat sırasında bir otele dönüştürülen ünlü Queen Mary transatlantiğini keşfeden Delanoë, Fransa’ya döndüğünde, tıpkı Eiffel Kulesi ya da Versailles Sarayı gibi, bir zamanlar ülkesinin sembollerinden biri olarak görülen Le France isimli geminin satışıyla ilgili bir haberle karşılaşınca büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Bunun üzerine bu olayı konu alan bir şarkı yazmaya karar verdi ünlü söz yazarı ama şarkıyı kimin seslendireceği ile ilgili bir fikri yoktu. Birkaç ay sonra bir akşam yemeği sırasında Michel Sardou’ya söz etti yazdığı parçadan, sözleri okuyan Sardou da metni çok beğendi ve uzun süredir birlikte çalıştığı Jacques Revaux’dan bu sözlere uygun, görkemli bir beste yapmasını rica etti. Böylece, ilk kez 1975’in Kasım ayında yayınlanan şarkı, iki ay içinde bir milyon gibi rekor bir satış rakamına ulaştı ancak ilk başta da belirttiğimiz gibi bir polemiğe de neden oldu zira Fransız halkının çoğunluğu tıpkı Delanoë ve Sardou gibi emektar gemiye vefasızlık yapıldığını düşünse de, belli bir kesim, şarkının sözlerini aşırı milliyetçi ve gerici bulmuştu. Buna karşın Sardou şarkıya olan inancını kaybetmedi ve parça zamanla bir klasiğe dönüştü.
Claude Nougaro’nun 1975 Kasım’ın da piyasaya çıkan "Femmes et Famines" adlı albümünün en sevilen şarkılarından biri, albümün açılışında yer alan Île de Ré yani Ré adası. Fransa’nın Atlas Okyanusu kıyısında yer alan La Rochelle yakınlarında bulunan bu adanın Nougaro ailesi için de özel bir yeri var zira Claude’un babası operet şarkıcısı Pierre Nougaro, ellili yıllarda buradan bir arazi alarak bu araziye yazlık bir ev inşa ettirmiş ve bu ev tüm aile için zaman zaman büyük şehrin gürültüsünden kaçıp dinlenebilecekleri bir sığınak haline gelmiş. Altmışlı yıllarda Claude Nougaro da sık sık ziyaret etmiş bu evi ve çocukluk anılarından aldığı ilhamla burada pek çok şarkı yazmış. Bu şarkılar arasında sanatçının Amerikan caz klasiklerinden Fransızcaya uyarladığı parçaların da yer alması nedeniyle, adayı konu alan Île de Ré’de, Harold Arlen’in 1946 tarihli Come Rain or Come Shine’ına da bir gönderme bulunması gayet doğal karşılanabilir. Şarkının bestesi içinse piyanist Gérard Pontieux ile çalışmış Nougaro ve bir akşam Nice’teki bir barda ona: “Île de Ré ile ilgili bir şarkı yazmayı düşünüyorum ve bunun re notasıyla başlamasını istiyorum” diyerek ona şarkının ilk üç notasını vermiş. Ertesi gün eve dönüp şarkı üzerinde çalışmaya başlayan ikili, besteyi Antibes kentindeki bir antikacıda tamamlamış. Şarkı, Nougaro’nun adaya olan sevgisini ifade etmesinin yanında bir aşk şarkısı olma özelliğini de taşıyor zira bu dönemde Brezilyalı gitarist Baden-Powell’dan yeni boşanmış olan müstakbel eşi Marcia ile tanışmış Nougaro ve çift, adadaki evi sık sık birlikte ziyaret ediyormuş.
1974’te, The Rubettes’in Sugar Baby Love’ından Fransızcaya uyarlanan Trop beau isimli parçayla büyük yankı uyandıran Hollandalı yorumcu Dave, 1975’in başında yine bir uyarlama olan Vanina’yla müzik listesinin en üst basamağına, yıl boyunca da Mon cœur est malade ve Dansez maintenant gibi 45’liklerle şöhretinin zirvesine tırmanmıştı. Yılsonuna doğru ise, bu kez Marcel Proust’un Türkçeye Swann’ların tarafı adıyla çevrilen Du côté de chez Swann isimli eserinden alınan ilhamla kaleme alınan bir parçayla büyük ses getirdi Dave. Ergenlik döneminde yaşanan ilk romantik ilişkileri konu alan bu nostaljik ama bir o kadar da enerjik şarkının sözleri, aynı zamanda sanatçının partneri olan Patrick Loiseau’ya, müziği ise Michel Cywie’ye aitti. Dave, sözlerini fazla edebi bulduğu şarkıyı kaydetmekte tereddüt etti önce ancak gerek sanat direktörünün gerekse stüdyonun ısrarı sonucu kaydı biraz da gönülsüz şekilde gerçekleştirdi. Şarkı buna karşın hem altı yüz binlik bir satış rakamına ulaştı hem de Fransa listesinde üçüncü sıraya kadar tırmandı ve böylece sanatçı, yakın çevresine güvenmenin ödülünü almış oldu bir anlamda.
Kaynaklar:
- 1001 Histoires secrètes de chansons, Fabien Lecœuvre, Rocher, 2017
- La véritable histoire des chansons de Jean-Jacques Goldman, Fabien Lecœuvre, Hugo Image, 2021
- L'Intégrale Nougaro. L'histoire de toutes ses chansons, Laurent Balandras, La Martinière, 2014
- Histoires insolites de la chanson française, Éric Jean-Jean, City Edition, 2021
Şarkıcı / Yorumcu | Parça Adı | Albüm Adı | Süre |
---|---|---|---|
Nicole Rieu | Et bonjour à toi l'artiste | Naissance | 3:23 |
Gérard Manset | Il voyage en solitaire | Mansetlandia | 4:03 |
Hélène Ségara & Joe Dassin | L'été indien | Et si tu n'existais pas | 4:24 |
William Sheller | Rock'n'Dollars | Rock'n'Dollars | 2:29 |
Sylvie Vartan | La Drôle De Fin | Les Années RCA Vol.5 | 2:56 |
Il Était Une Fois | J'ai encore rêvé d'elle | Il était une fois | 3:40 |
Zaz & Gérard Lenorman | La ballade des gens heureux | Duos de mes chansons au Québec | 3:52 |
Taï Phong | Sister Jane | Taï Phong | 3:21 |
Michel Sardou | Le France | L'album de sa vie 50 titres | 3:56 |
Claude Nougaro | Île de Ré | Une Voix Dix Doigts | 3:57 |
Dave | Du coté de chez Swann (live) | Triple Best Of | 3:30 |